Giriş

Avrupa’da boy gösterecek takımların haftayı bay geçtiği üçüncü hafta pek tatsız geçti. Ofansif verimlilikleri yüksek takımların defansif zaafiyetleri olduğu, defansif zaafiyetleri olan takımların ise ofansif verimlilklerinin zayıf olduğu bir ligde gol, ancak yapılan fazla doğrularla ve rakibi şaşırtmayla bulunur ki bu da seyir zevkini düşürür. Kadro değeri 200 milyon euronun üzerindeki iki güzide kulubümüzün bu hafta maç oynamamış olmaları onların lehine mi aleyhine mi olacak düşünmek lazım. Rakiplerden biri kuzey iklim takımı ve liginde 19 karşılaşmaya çıkmış. Galatasaray ise henüz lig takviminin başında zaten organizasyonu pek de iyi olmayan bir takım. Galatasaray’ın hem tempo kazanabilmesi hem de organizasyonunu geliştirebilmesi için oynamaya ihtiyacı var. Üstelik bizim ivedilikle haftada 3 maç oynamaya alışmamız gerek. Bu durumda TFF, Galatasaray’a acaba iyilik mi yoksa kötülük mü yaptı? Siz karar verin…

Konya: 2-0 Gaziantep

Özellikle bu orta saha hattıyla Konya’nın ligi götürebileceğini sanmıyorum. Çok dar bir kadroya sahip Konyaspor. Bu tür durumlarda yöneticiler, döviz kuru, enflasyon diye ağlayacağına alt yapıya yatırım yapmalı. Koskoca Konya’dan şu Konyaspor’da Bruno Paz’ı kesebilecek bir oyuncu çıkmıyor mu? Soner Dikmen’i ise çok beğendiğimi söylemeden geçemeyeceğim. 4 büyüklerde olmasa da Anadolu’da üst sıralara oynayan bir takımda rahatlıkla 11 oynayabilir. Yanındaki oyuncuların çok kötü oluşu, bu sezon onu olduğundan iyi gösteriyor. Buna da aldanmamak gerek. Kalecileri Bernardoni ise fena değil. Birkaç maç kurtarabilir. Açıkçası Konya, coğrafi konumu sebebiyle bölge illerden de genç yetenekler toplayarak yetiştirici bir kimliğe bürünürse daha iyi olur. Gençlerbirliği’nden boşalan misyonu, Konya devralabilir. iki kere yarışmacı takım olmak için para harcadılar ama bunu iki kere de devam ettiremediler. Bu şartlarda devam ettirebilmesi de mümkün değil. Önce yetistiricilik kısmını yapsınlar, yarışmacılık zaten gelir. Boşa yere zahmete giriyorlar.

Antep takımının ise bir ruha ihtiyacı var. Takım, çok hedefsiz kalmış gibi görünüyor. Bu kadar da kendini bırakmamalı Antep. Evet, eldeki kadro yetersiz ama en azından düşmemek için mücadele verebilir. Hatta biraz daha disiplinize olduklarında bu takım ligde bile kalabilir. Ben Antep’in bu durumunu gördükçe üzülüyorum. Bu kadar kolay vazgeçmemeleri gerek.

Trabzonspor: 2-3 Rizespor

Trabzonspor’un zaman zaman bu şekilde sürpriz sonuçlar alacağını yazmıştık. En olmadık yerde puan kayıpları yaşamaya devam edecek Trabzonspor. Elbette her Süper Lig takımının her sene yaptığı gibi bu sene de bir yeniden yapılandırma içerisinde Trabzonspor. Hocaya zaman vermek gerek. Bu işler hemen olmuyor. Trabzonspor formasını giymenin avantajları olduğu gibi dezavantajları da var. Ancak taraftardan desteğini baştan alamamış bir yönetimin başarılı olacağını sanmıyorum. Bu yönetimin uzun ömürlü olacağını da sanmıyorum. Trabzonspor’un özellikle genç oyuncuları umut veriyor. Bazı futbolcuların ise yanlış kullanıldığını düşünüyorum. Örneğin çevikliği yeterli olmayan Bakasetas’ın sağ iç ve sol iç oynamasını doğru bulmuyorum. Evet, Baka gerektiğinde sağ iç ve sol iç bölgelerine gelmeli ancak sağ iç ve sol iç bölgelerinde oynatılıp ondan top kazanması beklenmemelidir.

Rizespor’u ise tarihinde ilk kez bu kadar komple bir takım olmuş şekilde görüyorum. Hem İlhan Palut’un hem de oyuncuların özgüven kazanması açısından Trabzon deplasmanı önemli bir sınavdı. Bundan sonra onlar için işin büyük bölümü başlıyor. Çünkü belli ki bir seviye geldiler ve biraz daha yol katedecekler. Bundan sonra bunu sürdürebilmek daha zor olacak. Çünkü Trabzonspor gibi Rize’nin de coğrafi dezavantajları var. Bu dezavantajları bertaraf etmek ancak yetiştirici bir kulüp olmalarıyla mümkün. Yönetim kanadının başarı beklediğini biliyorum. Dolayısıyla Rize aynı Rize. yalnızca iyi teknik adamlarla çalışıyorlar ve bu teknik adamlar da sorunları halının altına süpürüyorlar.

Kasımpaşa: 1-1 Pendikspor

Kasımpaşa, oynadığı oyuna göre skor alamıyor. Bunun da en önemli nedeni, santrfor orjinli bir oyuncuyla oynamaması. Bundan sonra o transfer gelse bile Kasımpaşa bir müddet daha sorun yaşamaya devam eder. Bu da kendilerinin bileceği iş. Uzun zamandır kaleci mevkiinde sorun yaşayan Kasımpaşa’nın Yunan kalecisi Gianniotis’i de son derece başarılı buldum. İyi ki Yunan oyuncular ligimize geliyor. Aynı zamanda Türkiye’de kendini göstermekte zorlanan oyuncuların Yunanistan’a gitmesini isterim. Çünkü gittkleri yerlerde yabancı olmaları, onları tribün baskısından uzak tutuyor.

Pendikspor ise birinci lig için bile yeterliliği tartışılır bir kadroya sahip. Savunma ağırlıklı bir oyun anlayışına sahipler ki bu kadar ağır oyuncuların olduğu kadroda başka da şansları yok. İlerleyen zamanlarda Halil’i daha efektif kullanmak zorunda kalacaklardır. Bu da onların aldığı riskli artacak. benim 3 haftadan anladığım, bitiricilikleri çok düşük bir takım Pendik. O yüzden bu riskler hanelerine eksi olarak yazabilir. İyi bir takım olmanın şartı zaten iyi bir bitiriciliğe sahip olmaktır. Tek ve en önemli şansları Osman Özköylü gibi bir teknik direktöre sahip olmaları. Devre arasında yapılan hamlelerin çoğu zaman işe yaradığını gördük. Belki devre arasında yapılacak akılcı hamleler, Pendik’i ligde tutabilir. Umut, fakirin ekmeğidir, demişler.

Sivasspor: 1-1 Antalyaspor

Servet Çetin, Rıza Çalımbay’ın yardımcılığını yaptı. Dolayısıyla onun döneminden kalan bir birikimi reddetme gibi bir niyeti yok. Sivasspor’un ofansif çeşitliliği artmış. Bununla birlikte savunmada onulmaz sorunlar var. Kanat oyuncularının artık içeriye katetmesi, Sivasspor’un gelişimi açısından son derece önemli. Ancak attıkları golün, bariz bir savunma hatasından kaynaklanması, Sivas’ın ofansif anlamda daha çok çalışmasına işaret.

Antalyaspor ise geçen senenin Sivasspor’u gibi. Nuri Şahin, bu sene çizgi oyuncularını tercih etmiş. Bunu bekleri daha efektif kullanmak için yaptı desek, hayır! Bünyamin ile savunmayı üçlerken Güray’ı sol kanat bek olarak kullanıyor. Adam Buksa, beklenileni verebilirse orta sıralara oynar Antalya.. Ancak beklenileni veremezse onu da Nuri Şahin düşünsün…

Karagümrük: 1-1 Ankaragücü

Pirlo’nun bıraktığı yerden devam eden Karagümrük için söylenecek pek fazla bir şey yok. Ligin en ne yaptığı belli takımı ve her maç ezberlerini rakiplerine göstere göstere yapıyorlar. Serdar Dursun’un da takıma katılmasıyla Avrupa potasının bir altını zorlayabilecek seviyeye gelebilirler. Tek kusurları -ki herhâlde bunu aşamıyorlar- kompakt bir oyun oynamıyorlar. Daha takım hâlinde hareket edebilmeyi öğrenseler yedikleri birçok golü yemeyecekler aslında. Buna rağmen her sene üzerine koymaları büyük kazanç. Evet, belki Süper Lig’deki ilk senelerinden sonra daha büyük şeyler hayal ettirdiler ama tesisi ve stadyumu olmayan bir kulüp için o hayal edilenlerin biraz daha beklemesi gerek.

Ankaragücü, henüz tam anlamıyla kendi oyununu bulabilmiş değil. Sezona 3’lü savunma ile başladılar ancak tandemle devam ediyorlar. Adam paylaşımlarında, geriden oyun kurmada, bloklar arası geçişte ciddi sıkıntıları var. Hele savunma zaafiyetlerinin üzerine ciddi şekilde çalışmak gerek. Tolga Ciğerci’yi çok fazla top kapmaya çalışırken görüyorum. Tolunay Hoca, Tolga’nın biraz daha teknik özelliklerinden faydalanmaya çalışır ve onu tempo yaptırıcı bir rolde kullanırsa çok daha iyi olur. Efkan’ın işin daha çok ofansif yanında oluşu, Tolga’nın erken yorulmasına ve takımın çökmesine neden oluyor. Ankaragücü, kendi kalibresindeki başka hiçbir takımın sahip olmadığı, lider bir oyuncuya sahip. Tolunay Hoca ile olan diyalogları nasıl bilmiyorum ama Tolga’nın daha fazla sorumluluk alabilecek kapasitede olduğunu düşünüyorum. Tolunay Hoca, Tolga, Djokanovic, Efkan orta sahasına doğru görev taksimi yapabilirse işin büyük bir bölümünü çözmüş olur.

Kayserispor: 2-1 Samsunspor

Kayserispor’un galibiyetini ev sahibi avantajına ve Samsunspor’a bağlamak daha doğru olur. Bununla birlikte Çağdaş Atan’ın Uzodimma’yı muhteşem kullanışını da unutmamak gerek. Bu maçta Gökhan Sazdağı, daha bir yardımcı forvet, Thiam ise santrfor pozisyonunda oynadı. Sonucunda Thiam’dan 1 gol 1 asistlik bir performans geldi. Thiam, ritmini yakaladığında Kayserispor için iyi bir golcü. Kayseri yine mücadele gücü yüksek bir oyuncuyu aradı. Bu bağlamda etliye sütlüye karışmayı pek sevmeyen Kemen ve Mane’nin kulübede olması doğru bir tercihti.

Samsunspor ise hâlâ lige alışmanın sancılarını yaşıyor. Deplasmanda dağılmaları gayet normalken Kayserispor’un attığı gole hemen karşılık verebilmeleri güzeldi. Mouandilmadji, kötü transfer. Bu ağırlıkla Samsunspor’dan daha üst seviyeyi göremez. Tek avantajı oyun bilgisine sahip olması. Üçlü savunmada çok fazla hata yaptı Samsunspor. Hele 3’lü savunmanın önüne Taylan, Emre Kılınç, Nitcham üçlüsü hiç olmuyor. Emre Kılınç, bütünüyle 8.5 oynayabilecek bir oyuncu da değil. Eğer imkân varsa Zeki Yavru, sağ iç olarak değerlendirilebilir. Fofana, eski Fofana elbette değil ama o “Kartal Avcısı” Fofana’nın üzerinden 5 sene geçti. Hüseyin Hoca, haklı olarak bir şeyler denemeye çalısıyor. Bence onun tercihlerine saygı duyulmalı ve gelecek isimlere bakılmalı.

Alanyaspor: 0-0 Hatayspor

“Alanyaspor, çok fazla gol pozisyonuna giriyor ama skor üretemiyor.” Açıkçası benim takımımın böyle oynaması beni mutlu eder. Bugün atamadığımı yarın atabilirim çünkü. Öte yandan topu kaleye kadar götüremiyorsam vay hâlime. Alanya’yı ilk kez bu kadar oyuna bütüncül bakan bir şekilde görüyorum. ilerleyen haftaları ve Alanyaspor’u çok merak ediyorum.

Hatayspor ise lige başladığı gibi devam edemedi ancak ilk maçın bir ölçü olmaması gerektiğini söylemiştim. Daha Bertuğ’un hazırlanması gerekecek, takım oturacak derken çok iş var. O yüzden beklemek gerek. Bu azimle Hatayspor’a daha kolay kolay hiçbir şey olmaz. Bu maçta takım hâlinde savunmayı çok doğru yaptılar. Öte yandan yine doğru şekilde hücum etmeye çalıştılar. Stoperleri biraz ağır kalıyor ama diyecek bir şeyimiz yok. Maç boyunca elbette Alanya, gole daha yakın olan taraftı ancak bu da normal. Sonuçta Alanya gibi takımdan deplasmand gol yememek de başarıdır.