Rizespor:1-0 Karagümrük

Rizespor, oyuncu grubu ve teknik direktörü değişmesine rağmen geçen sene oynadığı karakterine uygun oyuna devam ediyor. Bu şartlarda İlhan Palut ne yapsa başarıdır. Zemini patates tarlasından hallice bir takımın yöneticilerinin sporu, sporcuyu ve teknik adamı değil düşünse düşünse rantı düşünür. Keşke Rize, hep böyle kondisyon odaklı sert bir takım olsa da ligin korkulan, istikrarlı takımlarından biri olsa. Bu oyununun gelişme ihtimali yüksek. Bu tamamen yöneticilerin ve şehrin elinde. Rize, ilk defa bu kadar dengeli bir takım kurdu. Üstelik 23.3 yaş ortalamasıyla ligin en genç takımı Rize. En büyük avantajları dinamizmi ki bu da bize yıllar sonra doğru kontraya çıkan bir takım izletiyor. Olabildiğince merkez hattını kullanmaya çalışıyorlar. Bu seviyedeki bir takıma göre muhteşem bir şey bu. Kontraları, bire birde etkili kanat oyuncularına bağlı değil bilinçli bir organizasyonun ürünü. Ve yine bu seviyedeki bir takıma göre gayet iyi seviyede olan bitiricilikleri umut verici. Zayıf yönleri savunmaları olarak görünse de ben Rize’nin oyunun büyük bir bölümünü kendi sahasında kabullenmelerine göre gayet iyi savunma yaptığını düşünüyorum. Rize evet çok iyi başladı ancak bunu nasıl devam ettirecek ve nasıl bitirecek, daha da önemlisi gelecek seneye nasıl bir miras bırakacak? Asıl konuşmamız gereken bunlar. Beni asıl endişelendirenler bunlar.

Karagümrük’e gelince ligin en istikrarlı, ne yaptığı belli takımı ancak bu oyunun dışına çıktıklarında ya da rakip onları başka bir oyun oynamaya zorladığında çok bocalıyorlar. Rize maçı, Karagümrük’ün birkaç teknik direktör dokunuşuna daha ihtiyacı olduğunu gösterdi. Belki Karagümrük, zayıf rakiplerine karşı bu oyunla kazanabilir ancak İlhan Palut gibi bir hocanın takımına karşı ceza sahasına top şişirerek kaybetmeye mahkum olur. Aslında rakip analizi iyi. Evet, Rizespor hava toplarında başarısız ama Rizespor’u yenmenin tek yolu ceza sahasına top şişirmek olmamalı. Alpaslan Erdem, artık Pirlo’nun mirası üzerine bir şeyler ekleyebilmeli. Tabi, burada alan memnun veren memnunsa diyecek bir şeyimiz yok. Şunu da eklemek istiyorum: Bu semt takımlarının da üç büyüklerden seken oyuncularla başarı yakalamaya çalışmaktan vazgeçmesi lazım. Artık 15 yaşındaki çocuklar bile bir oyuncu ağına sahipler. Oyuncu bulmak, oynatmak bu kadar da zor işler değil. Ben Adem Ljajic, Feghouli gibi adamların hala futboldan ekmek yemesini doğru bulmuyorum. Çünkü bu arkadaşlar yeteneğine ihanet etmiş oyuncular. Şanslarını başka sektörde denesinler.

Kasımpaşa: 1-5 Trabzonspor

Kasımpaşa hakkında lige hazır olmadığı yönündeki değerlendirmeler doğru değil. Doğru olan, dört büyükler ile ligin kalan takımları arasındaki uçurumun çok büyük olduğu. Trabzonspor, oynaması gerektiği gibi oynadı ve Kasımpaşa’ya karşı farklı galip geldi. Eğer dört büyükler doğru plan, doğru strateji, doğru taktikle maça çıkarsa birbirlerini kendilerinden başka kimse zorlayamaz. Dolayısıyla Trabzonspor’un bu galibiyeti büyük bir zafer değil. Eğer Trabzonspor, bu galibiyeti bir zafer olarak addediyorsa orada sorgulanması gereken bir şeyler var demektir.

Pendikspor: 1-1 Alanyaspor

Pendik, her zaman vurguladığımız gibi bir teknik direktör takımı. Oynadıkları oyun, kadro kaliteleri ligde tutunmaya yeter veya yetmez, orasını kimse bilemez ancak lige renk katacakları kesin. Organizasyonları zayıf, tek yönlü takımlardan puan veya puanlar almaları son derece muhtemel. Dolayısıyla ligde sürpriz sonuçlara imza atabilecek bir takım. Bu maçta daha çok topla oynayan taraf olmalarına rağmen pozisyon üretmekte çok zorlandılar. Sonunda da golü, ben bunu çalıştım, diyemeyeceğiniz kadar basit bir duran top organizasyonu ile buldular. Pendik’i 4-1-4-1 ile daha bir oturmuş gördüm. Savunmayı zaten olabildiğince iyi yapmaya çalışıyorlar. hücumla ilgili yalnızca kafamda bir iki soru işareti var. bunlar hocanın tercihleriyle ilgili. Bundan başka set oyuncularına uygun oyuncuları da yok. iyi kapanıp iyi çıkmaya çalışılırlar ve duran topları iyi kullanırlarsa en azından bu sene için sonuç alabilir Pendikspor. Olmaz diye bir şey yok. Süper Lig’de nice iyi top oynayan takımların düştüğüne, yalnızca iyi kapanıp iyi çıkan oyuncularınsa başarılı olduğuna şahit olduk. Bu, pekala Pendikspor için de geçerli olabilir.

Alanyaspor’u ise Ömer Erdoğan ile başladığı noktadan daha geride görüyorum. Bunun sebebi sezon başı yorgunluk olabilir. Özellikle bazı kritik mevkilerdeki eksikler, Alanyaspor’un üst sıralara tutunmasına engel olabilir. Yoksa son derece kaliteli oyunculardan kurulu bir 11’i var. Biraz değişen oyun ezberi, biraz kadronun farklılaşması elbette bir uyum sorunu yaratacaktır. Bu sorun ancak belirili aralıklarla birlikte yapılacak tekrarlarla aşılabilir. Alanyaspor’da da bu özverili teknik ekip ve oyuncular var. Yıllardır ligin açık ara en istikrarlı ekibi Alanyaspor. Başkanın iki hatası Bülent Korkmaz’la iyi giden takımın başına Farioli’yi getirmek ve daha sonra Ersun Yanal tercihi oldu.

Başakşehir. 0-1 Konyaspor

Fecaat.. Durum iki takım adına da fecaat… Asıl kötü olan şu iki takımın geçen sene Avrupa’da olması. Üstelik birinde teknik direktör bile değişmemişken bu iki takım, o zamanki durumlarından bu zamanki durumlarına nasıl gelebilidi, hayretler içerisindeyim. Süper Lig’i Esra Erol’u izler gibi izlemeli. başka şekilde anlaşılmıyor. İki takımın da her yeri sorun. Sorunlu olmadıkları tek bir mevkileri yok. Öte yandan Arap sermayesinin Süper Lig’e Başakşehir aracılığıyla gireceği haberleri doğru olsa gerek. Tribünlere çekilen taraftarlar, muhteşem bir zekanın ürünü olan stadyuma çocuk parkı -Öyle ya, karı koca atladık geçerken bir maça uğradık. E çocuk ne olacak? Sağ olsun Göksel Başkan, yeni bir icada imza atmış- bana bunu çağrıştırıyor. Ondan sonra gelsin paracıklar. Pek sevgili 1453 Başakşehirliler -Küskün Fenerliler, Başakşehir belediyesi işçileri ve burjuvadan birkaç zattan oluşan taraftar grubu- Fenerbahçe’nin eskileriyle büyümekten kurtulur belki.

Gaziantep: 0-3 Galatasaray

Yineliyorum ve bunu söylemekten yoruldum. Antep, bu kadroyla öyle veya böyle bu seneyi kotaracak güce sahip. Ancak başındaki teknik direktör bu seneyi kotaramaz, Antep’i hiç kotaramaz. Antep’in ne bir oyun karakteri ne savunma ne de hücum planı var. Galatasaray’ın çok kolay kazanabileceğini tahmin ediyordum ama verdiği pozisyonlar, savunmadaki iletişimsizlik, bence bir şeylere dikkat edilmesi gerektğiini söylüyor. Galatasaray’ın takım savunması verileri ciddi şekilde alarm veriyor. Asıl amaç, Avrupa’da başarıysa aldıkları oyuncular hiç de komple oyuncular değil. Eğer Şampiyonlar Ligi’nde elini kollunu sallaya sallaya gol atılıyorsa ne güzel! Biz de söylediklerimizden utana sıkala izleriz. Ancak benim bildiğim, o seviyelerde bireysel beceriler değil organizasyon kazandırıyor.

Antalyaspor: 1-1 Kayserispor

Antalyaspor, en azından tek planının kanat hücumları olmadığını gösterdi. Bu maçta biraz da Kayserispor’un geçirgenliğinden sebep organize hücumlar gerçekleştirebildiler. Ancak maalesef savunma performansları hala vasatın altında. Duran toptan yedikleri gol, bu takım neye çalışıyor dedirtiyor. Kayserispor ise teknik direktörü Çağdaş Atan sayesinde ayakta durabiliyor. İlerleyen haftalarda kriz derinleşirse birçok oyuncu, sahada dolaşmaya başlar. Bugün birçok futbolcuda bunu gördüm. Aşırı isteksiz. Anlaşılan Kayserispor, Kayserili iş adamları için bir cazibe oluşturmuyor. Kimsenin aklayacak parası yok mu diye bağıracağı geliyor insanın. Ne kadar dayanabilirler, hep birlikte izleyip göreceğiz ama böyle bir durum teknik direktörü de geliştirmez.

Beşiktaş: 2-0 Sivasspor

Beşiktaş, bildiğimiz Beşiktaş. Rebic’in dönüşü, Chamberlaine’in takıma entegre edilmeye çalışılması, Ghezzal’ın aylar sonra takıma dönüşü biraz olsun canlılık getirmiş. Yeterli mi? Bize göre değil. Hele üç kulvarlı bir maraton hiç değil. Ciddi bir organizasyon problemi yaşıyor Beşiktaş. Herhangi bir planları yok. Evet, Şenol Güneş’in oyuncuların iyi yönlerini sivriltmesi dahice ama bunu bir plan dahilinde yapsa o zaman takdire şayan bir iş yapmış olur. Geçen sene politikacı gibi esnaf ziyareti yapmasından vakit bulamamış olsa gerek. Bu yaşta hala yarışmacı bir takımda olması gerçekten büyük iş Şenol Güneş’in. Hele sahte bek kullanması, onun son gelişmeleri takip ettiğini gösteriyor. Hatırlarsanız milli takımda da Mert Müldür’ü sahte bek olarak kullanmıştı. Ancak yine de hocanın oynattığı oyunun artık tat tuz vermediğini söylemek gerek. Beşiktaş’la yaşadığı ikinci şampiyonluktan sonra kendini yenilemeliydi Şenol Güneş. Başaramadı. Aslında şu anda da başarısız. Rakipleri, çok kötü. Burada kendisi başarılı görünüyor. Bütün olan biten bu.

Sivasspor, sezon başından beri N’jie’nin santrfor başlamasıyla aslında 4-6-0 oynuyordu ve bunda da kısmen başarılı oluyordu. Hatta ofansif organizasyonlarının son derece başarılı olduğunu da söylemiştik. Şimdi deplasmanda oynanan bir maçta neden bunu bozup santrforlu sisteme döndüler, anlayamadım. Halbuki Beşiktaş deplasmanında orta sahayı kalabalık tutmak istersin. pekala maçın son bölümünde skora göre santrforunu oyuna alırsın. Aldıkları iki santrfor da kaliteli, buna itirazımız yok ve Sivasspor2un bu seneki transfer politikasını gerçekten çok beğeniyorum ama bu hamleyi yersiz ve saçma buldum. Sivasspor2un milli arada bolca takım savunması gerekecek. Abuk subuk goller yemeye devam ediyorlar.

Hatayspor: 3-3 Adana Demirspor

Top seker, girer. Olmayacak bir iş olur. Bazen bazı şeyler paraya yenik düşer. Ancak yeterince zaman geçtiğinde hiçbir emek zayi olmaz. Ben iki takıma da o gözle bakıyorum. Her ne kadar Adana Demir, sahipli olsa da arkasında binlerce taraftar var. Öyle veya böyle iki kulüp de oyuncusuna değer katmaya çalışıyor. Özellikle Volkan Demirel ve ekibinin bu yok imkânlarda bu kadar iyi transferler yapabilmesi büyük başarı. Bundan sonra Delle- Bashiru’yu tutabilene aşk olsun. En az Badou N’diaye kadar bir kariyeri olacağını düşünüyorum. Sonrası ona kalmış.

Ankaragücü: 0-1 Fenerhahçe

Ankaragücü hâlâ bir oyun bulabilmiş değil. Çok daha kötüsü iki stoperi kendi arasında paslaşmaktan âciz. Ankaragücü savunmasına yapılacak doğru baskı, Ankaragücü’nden puan almaya yetebilir. Sorunun en başta Tolga Ciğerci’nin yanlış kullanılmasından kaynaklandığını düşünüyorum. Eğer sorun düzelmezse motivasyonunu kaybeden Ankaragücü, vasat bir takıma dönüşebilir. Kaliteli bir kadroları var, bir oyun bulabilmeleri gerek.

Fenerbahçe’ye gelince, onlar da Galatasaray gibi bireysel becerilere dayalı bir oyun oynuyor. Henüz oynadıkları oyundan istedikleri verimi alabilmiş değiller. Attığınız taşın ürküttüğünüz kuşa değmesi lâzım. Bu takım hâlâ transfere ihtiyaç duyuyorsa burada sorgulanması gereken bir şeyler vardır. Daha da kötüsü Fred ve Cengiz, Fenerbahçe oyununun çehresini bu kadar değiştirecekse orada sorgulanmaktan da öte, âcilen değişebilmesi gereken bir anlayış ve yapı vardır.