Tembel demeye de dilim varmıyor.. Çalışkan olduğum bir dönemden geçmiyorum, diyeyim…

Bu dönemde bırakın yazmayı, kendimde yataktan bile kalkacak güç bulamadım. Sebebi belli: Yataktan kalkmak, sabahları uyanmak için bir sebebim yok.

İnsan, yaptığının bir karşılığı olsun istiyor. Maddiyat benim bu işi sürdürebilmem için elbette önemli ama imkânsızlık kendini en çok maneviyat eksikliğinde gösteriyor.

Sonuçta para, insan hayatını kolaylaştırmak için icat edildi. Takdir etmek, bu kadar zor olmamalı. Her şeyden önemlisinin iyi bir takım olmak olduğunu düşünüyorum. Ben henüz iyi takım arkadaşları bulamadım diyelim.

Peki, şimdi ne düşünüyorum?

Açıkçası istersem iyi bir sporcu olabileceğimi, müzik âleti çalabileceğimi, liderlik edebileceğimi, topluluk önünde var olabileceğimi kendi kendime kanıtladım. Artık bir takım oluşturmak istemiyorum. Artık bunun peşinde koşmuyorum. Yalnızca iyi bir şekilde yaşamaya çalışıyorum. İnsanlardan bana faydadan çok zarar geleceğinin farkındayım. O yüzden kitaplarım, ağırlıklarım, ısı haritam ve çalışmalarımla mutluyum ben. Fazlasına ihtiyacım yok.

Benim bir şeyleri kovalamayı bırakıp bir şeylerin beni kovalaması gerektiği yaşlara geldim. Bu yüzden artık duruyorum.

Kendimi sevmemi, başarılı olmama endekslediğim bir düşünce tarzını geride bırakıyorum.

Muhtemelen bu blog yaşamaya devam edecek. Çünkü ben, bu blog nefes aldığı sürece nefes alacağım. Beni iyileştiren ve bugünlere getiren bu blogtu.

Kırgınım ama kızgın değilim. Zira hayat, öfkeli geçirmek için oldukça kısa. Ayağa kalkıp yeniden deneyeceğim.

Olabilseydi, insanlar kendisine faydalı olabilirdi. Kendimden başka kimseye ihtiyacım yok…

Yeni projelerde görüşmek üzere…