Trabzonlu Şenol Güneş beşinci kez Trabzonspor’da. Bu, dört kere gitmiş bir Trabzonlunun beşinci kez gelmesini ifade ediyor.
Geliş sebebi, dört kere gidiş nedeniyle tamamen olmasa da temelde aynı sebeplere dayanıyor. Türkiye’de birinin yıkımı, başka birilerinin sevinci oluyor. Bizler de bunu iş makinesi izler gibi izliyoruz.
Peki, mesele ne? Bir teknik direktörün gidip yerine bir başka teknik direktörün gelmesi mi yoksa insanımızın bizi bir iki adım ileriye götürecek atılımı gerçekleştirememesi mi? Meseleye buradan baktığımızda ismi Özkan Sümer ve Ahmet Suat Özyazıcı’nın yanında anılması gereken Şenol Güneş’in Trabzonspor’da hla teknik direktörlük için sıra beklemesi de bir atılım meselesidir.
Biz, Şenol Güneş’ten yetmiş iki yaşında Trabzonspor’a teknik direktör değil danışman olmasını, Trabzonspor’u başarıdan başarıya koşturacak teknik direktörler yetiştirmesini beklerdik.
İşte bu yüzden Şenol Güneş, Don Carlo Ancelotti değil diyoruz. Çünkü 72 yaşına gelmiş bir adamdan sadece takımın başında durmasını ve takımı bir sonraki aşamaya taşımasını beklersiniz. Bunun için de daha önceden en azından bunun işaretlerini vermiş olmasını beklersiniz.
Turnuvanın en genç takımı, turnuvanın en yaşlı teknik direktörüyle turnuvanın en kötü takımı olmuştu. Durum böyleyken Şenol Güneş’ten bir Avrupa başarısı beklenebilir mi? Şenol Güneş’in Trabzonspor’a bir oyun aklı kazandırması beklenebilir mi? Belli ki onun daha yatkın olduğu kanat organizasyonlarına bağlı hızlı geçiş oyununu bugün oynayabilecek futbolcu kalmadı. Çünkü bu çağın oyuncuları farklı niteliklerde yetişiyor ve Şenol Güneş, bu niteliklere uygun bir oyun inşa edemiyor. Bu durumda Güneş’in Trabzonspor’a uygun bir oyun anlayışı bulması ve bunu bir kulüp kültürü hâline getirmesi mümkün değil.
Pekiyi, hep olumsuz mu? Trabzonspor’un bu kafa yapısıyla İstanbul kulüpleriyle mücadele edebilmesi mümkün değil. Dolayısıyla yönetim, ömrünü uzatmak adına kendini tampon yapmaya pek meraklı ve hevesli olan Şenol Güneş’le birlikte durumu idare ediliyor gibi gibi gösterebilir. Şenol Güneş’in oyunculara saha içinde özgürlük vermesi, özellikle birkaç hücum oyuncusunun yükselişe geçmesini sağlayabilir. Bunlar elbette ihtimaller dahilinde…
Sonuçta ne mi? Şenol Güneş de tıpkı Abdullah Avcı, Nenad Bjeliča, Eddie Newton, Hüseyin Çimşir ve Ünal Karaman gibi bir insandır. Benimse hiç kimse hakkında iyi veya kötü bir yargıya varma hakkımız yoktur.
O yüzden bırakalım biraz da Şenol Güneş faydalansın bu denizden. Çakılcıdan, inşaatçıdan, kumcudan yönetici olan anlayışı değiştiremediğimiz sürece Jürgen Klopp gelse ne fayda!